Buradaki top ve gülle savaşlarda kullanılan silahlar anlamında.
Müşriklerle yapılan ilk savaş olan Bedir savaşında Peygamber Efendimiz (s.a.v) avucuyla yerden kum yada küçük taş ve y,toprak alarak düşman ordusuna karşı savuruyor. Ve “yüzleri kara olsun” anlamında dua ediyor. Böylece karşıdaki düşman askerlerinin her birinin gözüne mucizevi olarak toz toprak doluyor. Savaşmalarına engelş oluyor.
İşte burada da o anlatılıyor, O Zât’ın elinde olunca sıradan taşlar Allah’ı zikr ediyor, dostalara karşı şifa ve bereket dağıtıyor o mübarek eller, düşmana karşı da küçük taşları savurunca top mermisi gibi, bomna gibi te’sirli oluyor.
Öncelikle dünkü sorunuza dair bir düzeltme yapalım,
“intizama sevk etmek ” düzenlemek anlamında doğru. Ancak metinde geçen “intizam” değil “inhizam”. İnhizama sevk etmek, yani (düşman ordusunu) bozguna uğratma, hezimete, yenilgiye uğratmak demektir. Yani orada yanlış okuma var.
(aslında sadece bu 2 videoda okunuşları altyazı olarak da videoda verilmiştir)
Bu sormuş olduğunuz keliemler bu videoda mı geçiyor , başka bir videoda mı? Sanki burada geçmiyor gibi.
Anlamları ve doğru okunuşları ise şöyle:
camid hava: cansız hava unsuru anlamında.
şuur (bilinç) anlamındadır. Şuursuz zerreler: aklı, fikri bilinci, düşüme yeteneği olmayan hava zerrelerini kasdediyor.
Yani havanın akılsız ve cansız olan zerreleri (en küçük yapı taşı)o kadar mükemmel , intizamlı hareket ediyorlar ki, ışığı, elektiriği, kokuyu, sesleri en güzel bir şekilde her tarafa ulaştırıyorlar ki, böyle bir intizam havanın ve zerrelerinin aklı fikri olmadığına göre, ancak gücü her şeye yeten, her şeyi kuşatan Allah tarafından kontrol edilmektedir.
Dest-i gaybî: gaybi bir el demektir. dest: farsça: el demektir, gaybi : açıkça görülmeyen, bilinmeyen anlamındadır.
şuurkârane: şuurlu olarak yapılan anlamında. Yani aslınada aklı, fikri, şuuru ve bilinci yok, düşünemiyor. Ama yapmış olduğu işler, hareket ve faaliyetler mükemmel, düzenli, intizamlı. Mesela, aklı fikri olamyan arıların, harika bri nimet olan balı binlerce çiçekleri dolaşıp yapması gibi.
hayatperver: hayatı koruyan, besleyen, hayatı destekleyerek devam ettiren…
Muhyi: ihya eden, hayat veren anlamında bir isim. Evet bu iki kelime bağlantılıdır.
camid hava….meyeetun hava mi?
şuursuz zerre kelime grubunun ne anlaminda kullandigin anlayamiyorum.
Dest-i gaybi…?
suurkyarane
hayatperver muheyi /محي/ anlamindan mi?
ALTIN VE ELMAS KIYMETİNDE OLAN BU PARÇANYI BURDA VİDEO ARACILIĞIYLA KARŞIMIZA GETİRENLERE CENAB-I HAK TA ONLARA CENNETE ALTIN KÖŞK VE SARAYLAR NASİP EYLERSİN İNŞAALLAH…(AMİN)
Buradaki top ve gülle savaşlarda kullanılan silahlar anlamında.
Müşriklerle yapılan ilk savaş olan Bedir savaşında Peygamber Efendimiz (s.a.v) avucuyla yerden kum yada küçük taş ve y,toprak alarak düşman ordusuna karşı savuruyor. Ve “yüzleri kara olsun” anlamında dua ediyor. Böylece karşıdaki düşman askerlerinin her birinin gözüne mucizevi olarak toz toprak doluyor. Savaşmalarına engelş oluyor.
İşte burada da o anlatılıyor, O Zât’ın elinde olunca sıradan taşlar Allah’ı zikr ediyor, dostalara karşı şifa ve bereket dağıtıyor o mübarek eller, düşmana karşı da küçük taşları savurunca top mermisi gibi, bomna gibi te’sirli oluyor.
top ve gulle hukmunde, ne demek
dunku okudugum derslerdendir. Hangisiymis hatirlamiyorum… Cok tesekkur ederim.
Öncelikle dünkü sorunuza dair bir düzeltme yapalım,
“intizama sevk etmek ” düzenlemek anlamında doğru. Ancak metinde geçen “intizam” değil “inhizam”. İnhizama sevk etmek, yani (düşman ordusunu) bozguna uğratma, hezimete, yenilgiye uğratmak demektir. Yani orada yanlış okuma var.
(aslında sadece bu 2 videoda okunuşları altyazı olarak da videoda verilmiştir)
Bu sormuş olduğunuz keliemler bu videoda mı geçiyor , başka bir videoda mı? Sanki burada geçmiyor gibi.
Anlamları ve doğru okunuşları ise şöyle:
camid hava: cansız hava unsuru anlamında.
şuur (bilinç) anlamındadır. Şuursuz zerreler: aklı, fikri bilinci, düşüme yeteneği olmayan hava zerrelerini kasdediyor.
Yani havanın akılsız ve cansız olan zerreleri (en küçük yapı taşı)o kadar mükemmel , intizamlı hareket ediyorlar ki, ışığı, elektiriği, kokuyu, sesleri en güzel bir şekilde her tarafa ulaştırıyorlar ki, böyle bir intizam havanın ve zerrelerinin aklı fikri olmadığına göre, ancak gücü her şeye yeten, her şeyi kuşatan Allah tarafından kontrol edilmektedir.
Dest-i gaybî: gaybi bir el demektir. dest: farsça: el demektir, gaybi : açıkça görülmeyen, bilinmeyen anlamındadır.
şuurkârane: şuurlu olarak yapılan anlamında. Yani aslınada aklı, fikri, şuuru ve bilinci yok, düşünemiyor. Ama yapmış olduğu işler, hareket ve faaliyetler mükemmel, düzenli, intizamlı. Mesela, aklı fikri olamyan arıların, harika bri nimet olan balı binlerce çiçekleri dolaşıp yapması gibi.
hayatperver: hayatı koruyan, besleyen, hayatı destekleyerek devam ettiren…
Muhyi: ihya eden, hayat veren anlamında bir isim. Evet bu iki kelime bağlantılıdır.
camid hava….meyeetun hava mi?
şuursuz zerre kelime grubunun ne anlaminda kullandigin anlayamiyorum.
Dest-i gaybi…?
suurkyarane
hayatperver muheyi /محي/ anlamindan mi?
tesekkur ederim
Evet, o anlamdadır.
intizama sevk etmek duzenlemek anlamina mi gelir?
Allah razı olsun. Efendimiz (asv)’ın şefaatine nâil olun inşallah! Amiiin…
ALTIN VE ELMAS KIYMETİNDE OLAN BU PARÇANYI BURDA VİDEO ARACILIĞIYLA KARŞIMIZA GETİRENLERE CENAB-I HAK TA ONLARA CENNETE ALTIN KÖŞK VE SARAYLAR NASİP EYLERSİN İNŞAALLAH…(AMİN)